“VAHŞİ ÇİN KAPİTALİZM KARDEŞKANI AKITTIRIYOR”
Türk Büro-Sen Şube Başkanı Sami Çam, 4 yıl önce Urumçi’deki katliamı unutmadıklarını, önümüzdeki süreçte ise Çin’in Doğu Türkistan’ı kan gölüne çevirmeye hazırlandığını belirtti.
Sami Çam ve Türk Büro-Sen Çorum Şubesi yöneticileri düzenledikleri basın toplantısında herkesin bu konuya duyarlı olması gerektiğini bildirdi. Çam, “5 Temmuz 2009 tarihinde Urumçi’de yaşanan katliamda yapılanlar hâlâ hafızalarımızda en acı tazeliği ile durmaktadır. Unutmak tükenmektir. Bizler Türk Büro Sen olarak Müslüman Türk milletine yapılanları unutmayacağız ve unutturmayacağız” dedi.
Sami Çam düzenlediği toplantıda şu görüşlere yer verdi: “Aradan geçen 4 yılda Doğu Türkistan’da hiçbir şey değişmemiş bilakis daha da kötü bir hal almaktadır. Doğu Türkistan’da insan hak ve onuru ayaklar altında ezilmekte, Müslüman Uygur Türkleri insafsız asimilasyon ve sindirme politikası kıskacında, geleceğe ulaşabilme endişesi ile ölüm kalım mücadelesi vermektedir. Nitekim Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında baskılar ve tutuklamalar Ramazan ayı öncesi tekrar hat safhaya gelmiş ve şu an itibariyle kızıl Çin ağır silahlarla Doğu Türkistan’ı kuşatma altına almakta büyük bir katliamın ayak sesleri gelmektedir. Bu sebepten tüm Türk İslam aleminin bir kez daha doğu Türkistan’a sahip çıkmasını diliyorum.
Türk Dünyası Mübarek Ramazan ayına buruk, yoksul, aç, kan ve gözyaşı içinde girmektedir 25 Haziran’da ve devamında Kerkük de Turhuzmatu’da yapılan Türkmen katliamları ve Barzani’nin pençesinde inim inin inleyen Türkmenli yastadır. Kavim kardaşı sahip çıkmamakta Barzani’nin insafına bırakılmışlığın acısını yüreğinde yaşamaktadır. Öyle ki Türkmenler Türkiye’de Kürt olmak Irak’ta Türkmen olmaktan çok daha iyidir diyebilmekteler.
Bugün dünyaya şöyle bir bakıldığında nerede bir kan, gözyaşı, zulüm, açlık ve ezilmişlik varsa, orada Müslüman var, Türk var, vahşi kapitalizmin çıkarları ve batının hiç bitmeyen hesapları var. Bu hesapları Müslüman âleminin üzerinde bire bir uygulayan vahşi batı, kendi çıkarları için yerli işbirlikçileri ve onun sadık sermayesini de kullanarak devletlerin yönetim şekline yön vermekte, bölmekte, çarpıştırmakta, katliam yaptırmakta, kardeş kavgasını desteklemekte, kardeşkanı akıtmaktadır.
Dün Arap baharı diye ve demokrasi, özgürlük çığlıklarının atıldığı ve Batının desteklediği kendilerinin çizdiği yol haritası ve kendine göre iktidar arayan küresel güçler bugün Tahir meydanı demokrasiye ve insan hayatına gasp edilen ve kardeş kavgasının ayak seslerinin geldiği meydan hakline gelmiştir.
Arap baharı projesi kendiliğinden gelişen Arapların istediği tarzda değildi. Kulanım süreleri dolmuş iktidarların yerine, kendine hizmet edebilecek iktidar bulmaktadır.
Tüm bu olanlara bakarak İslam dünyasının her zamankinden daha uyanık daha akılcı daha kardeşçe bir yaşam için bu mübarek ayın hürmetine barış içinde yaşamasını temenni ediyorum. Doğu Türkistan davasına sahip çıkmak adına ve tüm ezilen Müslüman milletler adına bu Doğu Türkistan bayrağını ve Türk Bayrağını binamıza asıyoruz.”
Google+