Doğu Türkistan Uygur Türklerinin yanında olduğumuzu göstermeliyiz
Kamu Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mahmut Alparslan
Doğu Türkistan’daki zulme sessiz kalmanın bir insanlık suçu olduğu kadar imani bir ve ahlaki bir zafiyetin ve çürümüşlüğün ifadesi olduğunu belirtti.
Bugün dünyanın her yerinde sırf Türk ve Müslüman olduğu için zulüm gören insanlara yapılan işkence ve baskıların, maalesef Müslümanlar dünyasının vicdanlarında gerekli yeri ve infiali bulmadığını dile getiren Alparslan,
“Ülkelerini ABD ve AB, İsrail gibi Siyonist ve kapitalist ülkelerin duruşuna göre şekillendiren Müslüman ülkelerin duruşuna göre şekillendiren Müslüman ülkelerin yöneticileri Müslümanların dünya üzerinde yaşadığı zulüm baskısıyla tavır koymayı yalnızca iç siyaset malzemesi olarak görüyorlar. Her yıl başka dünyanın başka bir köşesinde zulüm gören Müslümanlar bir moda gibi belirli bir dönem konuşulup sonra kaderine terk ediliyor. Maalesef yıllardan başlayarak ülke ve milletimizin gündemini bir müddet işgal eden Somali Açe Arakan, Miammar, hatta Filistin, Sudan sessizce gündemimizden düşürülerek yerini daha popüler olan Suriye ve Mısır almıştır.
Acaba sayılan bu ülkelerde yaşanan açlık zulüm, vahşet bitmiş mi ki malum basının gündeminden sessizce düşmüştür. Hele hele bu konular iç siyasette malzeme ve siyasal rant sağlanmayacaksa siyasiler ve sözde Sivil Toplum Örgütleri açısından gündeme bile gelmemektedir” dedi.
“Her gün Suriye Mısır ile birlikte yatıp kalkarken her gün Irak’ta ölen ortalama 80 kişi neden anlı şanlı Müslüman yöneticilerimizin dikkatini çekmez” ifadelerini kullanan Alparslan, “Acaba Irak’ta öldürülen 1,5 milyon insanın katillerine buna izin veren Birleşmiş Milletlere ses çıkarılmaz acaba neden kayıp 25 bin çocuğun akıbeti, tecavüze uğrayan yüz bin kadının hesabı sorulmaz. Türkler de Kerkük’te yapılan katliamlara ses çıkarılmaz. Bugün maalesef biz Suriye ile Mısır’la uğraşırken Doğu Türkistan’da milyonlarca insan sırf Türk ve Müslüman olduklarından inançlarının gereğini yaşamak istediklerinden dolayı işkence ve baskıya tabi tutuluyor.
Herkes bilmelidir ki Çin açıkça bir insanlık suçu işliyor. Uygur Türklerini tüm dünyanın önünde asimülasyona tabi tutuyor. 1940’da %5 olan Han Çinlilerinin nüfusu Sincan özerk bölgelerinde bugün % 50 seviyesine gelmiştir. Doğu Türkistan’da doğumlar engellenmekte memur ve öğrencilere oruç tutmak yasaklanmaktadır. Bu yılsa 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlere oruç tutmayı yasaklamıştır. Erkeklerin Kur’an okumaları ve sakal bırakmaları yasaklanmış, Kur’an öğrenmek isteyen çocuklar ve aileleri şiddetle cezalandırılmaktadır. Akıllara ziyan şekilde aileler gruplanarak 10 ailelik gruplarda hata yapan bir fert bile olsa tüm aile grupları cezalandırılıyor. Bayanların tesettür kıyafeti ile dışarı çıkmaları yasaklanıyor. Evlere yapılan baskınlarda tesettür kıyafetlerine el konuluyor. Ay yıldızlı tişört giymeleri bile yasaklanıyor. Her gün ülkemizde dini özgürlüklerle ilgili tartışma açan siyasetçilerin mecliste başörtülü vekillerin olup olmamasını tartışmaktan daha öncelikli görevi gözlerinin içine baka baka insanca ve inançlarının gereğini yaşamak istediği için öldürülen, sürülen ve işkence gören Doğu Türkistan Uygur Türklerinin yanında olduğunu göstermek Türk Milletini bu konulardan haberdar ederek Çin’e ekonomik ve sosyal baskı boykot uygulanmaktadır. Türkiye Kamu Sen olarak bu konuyu her türlü platforma taşımaya gayret edeceğiz” diyerek açıklamasını tamamladı. Yılmaz MERT